POLİS ŞEHİTLERİ’NİN DE KATEGORİSİ VARMIŞ…!
İzmir’in tanınmış gazeteci ve yazarlarından Önder Vural Polis Şehit Aileleri Dernek Başkanı ile akademik düzeyde bir röportaj yaptı.
Röportaj’da kamuoyunun başına gelmeden anlayamadığı bazı konularda yer alıyor. Bizim Türk bayrağına sarılı bir tabut gördüğümüzde ‘şehit’ sanmamız gibi bu derneğin üyelerinin bir kısmı da vatan için canlarını veren memurların ailelerinden oluşuyor.
Önder Vural ve Nihat Gün röportajlarında şehitler arasındaki ayrıma da dikkat çekerek devlet görevlililerini yetki sahibi kişileri konuya müdahil olmaya çağırmışlardır.
İşte Önder Vural ile Dernek Başkanı Nihat Gün’ün röportajı…
-Önder VURAL- Nihat Bey TEMŞAD Tüm Emniyet Teşkilatı Mensupları Vazife Malulleri ve Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak, kendiniz, üyeleriniz ve faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Sizleri tanıyalım.
Nihat GÜN- Bizler yani derneğimizin tüm üyeleri “eski mensubu olmaktan şeref duyduğumuz” Emniyet Teşkilatının “Vazife Malulü bireyleri” olup,
yasada tanımlandığı şekilde ifade edecek olursak; 4/c sigortalılarının malullükleri, vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken, bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya iş yerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malullüğü ve bunlara uğrayanlara da, yaralanıp sakat da kalsalar, hayatlarını da kaybetseler “VAZİFE MALULÜ” biçiminde tanımlanırız.
Önder Vural- Anlayamadım, insanlarımızın can mal emniyetini korurken terör olaylarına müdahale ederken her türlü hizmeti yerine getirirken canlarını veren polislerimiz “ŞEHİT” değil mi?
Nihat Gün- Tabi iki bunu gerçek alemde takdir edecek Yüce Allah’tır ,ancak yasalarımızda buna açıklık getirilmemiştir.
Önder Vural- Peki askerlerimiz polislerimiz görevleri başında can verdiklerinde düzenlenen törenler niçin, neye göre yapılıyor?
Nihat Gün- Efendim, bürokratlarımız ve devlet büyüklerimiz de, bu insanlarımızın milli manevi değerlerimizi, ülke bütünlüğümüzü, halkımızın can mal emniyeti gibi kutsal görevleri ifa ederken can verdikleri için inanıp iman ettiğimiz dinimiz gereği olarak Yüce Allah’ın bu kulunu gerçek alemde şehitlik mertebesiyle mükafatlandıracağı inancıyla olacak ki bu alemden gerçek aleme beden olarak nakli esnasında bu törenler düzenlenerek bir biçimde kendisi ve geride bıraktığı aile bireyleri onu re edilirken, törene iştirak eden cemaat de, şehidin cenaze namazına ve düzenlenen törenlere iştirak ederek sevabına nail oluyorlar diye düşünülebilir.
“ Bizler, görev başında iken; günümüzde örnekleri görüldüğü gibi, gün olduTerörle mücadele birimlerinde, gün oldu asayiş hizmetlerinde görev alsak da, yaralanacağımız olayı seçemediğimiz gibi bugün aramızda olmayan bazılarımız da can verdikleri olayı seçemedi. ”
Önder Vural– Ben bunu anlayamadım. Yaralanıp sakat kalacağı ya da hayatını kaybedeceği olayı seçme şansı olsa ne olacak? Nihayetinde, yine yaralanıp sakat kalmayacak mı? Yahut hayatını kaybetmeyecek mi, bunu açarmısınız.?..
Nihat Gün- Efendim, sizin de ifade ettiğiniz gibi her hâlükârda, yine yaralanıp sakat kalacak yine hayatını kaybedip tüm sevdiklerini bu meşakkatli dünyada kaderleriyle baş başa bırakıp gidecek. Ancak, yaralanıp sakat da kalsa, canını verip bu hayata veda da etse yaralanan polisimiz ve aile bireyleri, hayatını kaybeden polisimizin anne babası, eşi ve çocukları için hayat devam ediyor. İşte sorunuzun asıl cevabı burada gizli olup; şimdi polislerimizin yaralanıp sakat kalacakları yahut can verecekleri olayı seçme şansı olsa aşağıda yapacağım açıklamalardan sonra zat-ı aliniz ve okurlarınız empati yapmak suretiyle hangi olayı seçerse; Bu gün Vazife malulü olarak tanımlanan bizlerin ve aramızda
olmayan, ”şehitlerimizin” hangi olayı seçeceklerini %100 isabetle tahmin edecekleri, görülecektir.
Bizleri bu ortak kaderde birleştiren, Yaşadığımız Olaylar; mekan, zaman ve failleri itibariyle farklı olsa da;
Çaresizlik, acı, ıstırap, umutsuzluk ve sahipsizlik duygularını aynı nispette yaşamamıza rağmen; nihayetinde, Yaralanıp sakat kalan mensuplarımızın kaybettiği organları, canları farklı değerlere sahipmişçesine;
5434 Sayılı emekli sandığı kanunu,2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve aylık bağlanması hakkındaki kanun ve 3713 sayılı terörle mücadele kanunu kapsamında yaralanarak sakat kalan yahut hayatını kaybederek vazife malulü olan personele, farklı miktarlarda maaş bağlanıp, farklı miktarlarda ikramiye ödenip, farklı özlük hakları sağlanmaktadır.
Bu konuyu daha anlaşılır halde ifade edecek olur isek;
Bazılarımız, milletimizin ve devlet büyüklerimizin, güvenlik içerisinde seyahat edebilmesi için, trafik düzenini sağlarken, bürokrat ve devlet büyüklerimizin seyahatleri esnasında yol güvenliğini sağlamak için kendilerine eskortluk yaparken, bazılarımızda; bir terör eylemi, kaçakçılık, gasp, soygun, hırsızlık, kapkaç velhasıl polisin her türlü görevini ifa etmek için her nevi eylemi önlemeye giderken yahut böyle bir eyleme müdahale edip operasyondan dönerken karıştığımız trafik kazası sonucu;
yaralanıp yahut hayatımızı kaybederek vazife malulü olduğumuzda; 5434 sayılı kanun ile şu şekilde haklandırılırız.
1- Hayatını kaybederek 1 nci derece vazife malulü sayılan polisin eşine; kaybettiği eşinin aldığı maaşın yarısından daha az nispette maaş bağlanır.
2-Yaralanarak sakat kalan diğer vazife malullerine de özür derecelerine göre çalışırken aldıkları maaşın yarısından daha az ve yarısından bir miktar fazla nispette maaş bağlanırken, bulundukları rütbede bırakılırlar.
3-Emekli sandığınca hizmet yılı karşılığı verilen tazminat,
4-Çalışabilecek durumda vazife malulü olanlar, idari polis olarak göreve devam etmek isterlerse çalışabilirler.
Yine bazılarımızda; milletimizin huzur ve güvenliğini temin için, meydana gelmesi muhtemel her türlü asayiş ve kaçakçılık olaylarını önlemek ve vukuu bulmuş bu tür eylemlerin faallerinin etkisiz hale getirilmesi ve yakalanarak adalet kurumuna sevk edilmesi aşamasında karşılaştığımız fiziki yahut silahlı mukavemet sonucu yaralanıp, sekel kalıp yahut can vererek Vazife Malulü olduğumuzda;
2330 sayılı kanun ile aşağıdaki şekilde haklandırılırız.
1-Gazilik unvanı verilir.
2-Hayatını kaybederek, 1 nci derece vazife malulü sayılan polisin eşine;kaybettiği eşinin aldığı maaşın yarısı ndan daha az nisbetde maaş bağlanır
.
3-Yaralanarak sakat kalan diğer vazife malullerine de özür derecelerine göre çalışırken aldıkları maaşın yarısından daha az ve yarısından bir miktar fazla nispette maaş bağlanırken, bulundukları rütbede bırakılırlar.
4-Çalışabilecek durumda vazife malulü olanlar, idari polis olarak göreve devam etmek isterlerse, çalışabilirler.
5-Emekli sandığınca hizmet yılı karşılığı tazminat verilir.
6-Emekli Sandığınca her yıl belirlenen miktarda yılda bir kez verilen tütün ikramiyesi
Bazılarımızda, Terörle mücadele birimlerinde çalışarak, illegal örgüt militanlarının yapacakları terör eylemlerini, edinilen istihbari bilgilerle henüz plan aşamasında iken önlemek, faillerini yakalamamak yahut yapılan bir terör eyleminin faillerinin yakalanması için düzenlenen operasyon aşamasında, yahut ta terör örgütü militanlarının polis hizmet binaları ve hizmet araçlarına yönelik eylemleri sonucu yaralanıp sakat kalarak yahut hayatımını kaybederek Vazife Malulü olduğumuzda ise;
Bu durumda da 3713 Sayılı kanunla aşağıdaki şekilde haklandırılırız.
1- Gazilik unvanı verilir.
2-Hayatını kaybederek 1. nci derecede vazife malulü saylan polis eşine, çalışan hem rütbelerinin aldığı maaş kadar maaş bağlanmakla beraber, her yıl kademe, derece ve rütbe terfileri de yapılmak suretiyle tüm hak kayıpları önlenir.
.
3-Yaralanarak sakat kalan vazife malullerine de özür derecesine bakılmaksızın Çalışan hem rütbeleri kadar maaş bağlanmakla birlikte, her yıl kademe, derce ve rütbe terfileri de verilmek suretiyle hak kayıpları önlenir.
4-Çalışabliecek durumda olan Vazife Malulü olanlar İdari polis olarak göreve devam etmek isterlerse kurumdan aldığı maaşının yanı sıra SGK.gnl. md. tarafından bağlanan emekli maaşını da alırlar.
5- Başbakanlık toplu konut idaresince faizsiz konut kredisi
6- 120 Metre kareyi geçmemek suretiyle, 10 yıl süre ile kira yardımı bedeli Devlet tarafından karşılanır.
7-Emekli sandığınca hizmet yılı karşılığı verilen tazminat
8-Emekli Sandığınca her yıl belirlenen miktarda yılda bir kez verilen tütün ikramiyesi, ve birtakım başka haklarda sağlanır.
Sanırım, sorunuzu açabilmişimdir diye düşünüyorum.
Önder VURAL-Şaşkınım! Diyecek Bir şey bulamıyorum
Nihat Gün- zaten bu kaderi yaşayan emniyet mensuplarının dul kalan eşleri yetim çocukları, devlet büyüklerimizin de iştirakiyle düzenlenen, Maktul’e ve yakınlarına, şeref bahşeden cenaze törenlerinden sonra,“5434 ve 2330 Sayılı kanunlarla haklandırılanlar” kendilerine bağlanan maaşlar, sağlanan hakları gördüğünde zatıâliniz gibi şaşırıyor, sosyal güvenlik kurumunda bir yanlışlık yapıldığını düşünerek ilgili yerlere başvurup, “Görevlinin ifade ettiği tabir ile;
“senin eşin 3713” değil cevabından sonra sizin gibi yalnız şaşırmakla kalmayıp, adeta yıkılıyor, çünkü kendisini ve çocuklarını, bu maaş ve imkanlarla idame ettireceği meşakkatli bir yaşam bekliyor. Takdir edersiniz ki yaralanıp sakat kalan Vazife Malullerinin yaşadıkları şaşkınlık ve hezimet de farklı olmuyor.
Önder VURAL-Ben gerçekten şaşkınlık içerisindeyim, Yasalara bağlı kalarak Milletinin ve Devletinin hizmetinde bu kutsal görevi yaparken, yaralandığı veya hayatını kaybettiği olay ne olursa olsun, can veren polislerimiz bu Aziz Milletin nazarında Şehit’tir. Yaralanarak sakat kalan polislerimizin kaybettiği organları da aynı değerdedir. Hal bu iken sağlanan hakların eşitsizliğine anlam veremiyorum. Çözümü için bir müracatınız olmadı mı?
Nihat GÜN-5434ve 2330 Sayılı kanunlarla değerlendirilen, vazife malulleri bu gerçekle, yaşayarak yüzleştikten sonra, bir çoğu ferdi olarak, ilgili mercilere müracaat eder,ancak ilgili yasalarda gerekli düzenlemeler bu güne kadar yapılmadığı için netice alınamamıştır.
TEMŞAD Yönetim Kurulu olarak, Çalışmalarımıza; Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir İl teşkilatından başlayarak, Bölge Millet Vekillerimiz ve nihayet;
Sayın Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN Beyefendi ‘ye de bizzat arz etme fırsatı buldum.
Müteakiben, İller idaresi Gnl. Md lüğünün görevlendirildiği tarafımıza bildirilince , Sn.Gnl. Md.lerde ziyaretimizde, ilgili kanunlarda gerekli düzenlemelerin yapılması ile ilgili çalışmaların başlatılarak devam ettiğini öğrendik ancak bu çalışmalardan bir sonuç alınamadı. Bu gün itibariyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sn. Fatma ŞAHİN hanımefendinin sorumluluğunda yapılan çalışmadan haberdar olmakla birlikte İzmir Adalet ve Kalkınma Partisi Sosyal faaliyetlerden sorumlu İl Başkan Yardımcısı Sn. Hüsniye ÇOBAN Hanımefendi marifeti ile temas ediyoruz. Bu insanlarımızı mutlu edecek yasal düzenlemenin çıkmasını umutla bekliyoruz.
yerelgundem_2
Önder VURAL- Eh, Nihat bey, nihayet güzel Bir şey söylediniz, içimi serinlettiniz. Sayın Başbakanımıza arz etme fırsatı buldum dediniz, yanlış duymadım doğrumu?
Nihat GÜN – evet Sayın Başbakanımıza, sözlü olarak ifade etmekle birlikte, yazılı olarak da arz ettim.
Önder VURAL-Ben İnanıyorum ki, gece gündüz demeden yasalara bağlı kalarak, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü, halkının huzur ve güvenliğini, sağlamakla görevlendirilen, polislerimiz bu hizmetlerin ifası esnasında, OLAY NE OLURSA OLSUN hayatını kaybettiğinde, bu Aziz Millete emanet kalan, Dul ve Yetimler ile sakat kalarak, o özürlü haliyle, Eşine, çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirme konusunda acze düşen, 5434 ve 2330 Sayılı kanunlara göre VAZİFE MALULÜ olan polislerimizin, bu durumuna, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN, Suriye’de yaşanan insanlık dramında, bilmenizi isterim ki, Libya’da ölenler ne kadar insansa, ne kadar cansa, Suriye’de öldürülenler de o kadar insandır, o kadar candır. Diyerek Avrupa ülkelerini uyaran yine, Uludere’de, sadece geçimlerini temin etmek için masumca kaçakçılık yapan, bölge insanlarımızın, yanlışlıkla öldürülmesi olayında bile öldürülenlerin ailelerine 125’er bin lira ödeme yaptırarak, gösterdiği hassasiyeti; Emniyet Teşkilatını Vazife Malulü ve Şehitlerimizin, Bu Aziz Millete emanet bıraktıklarına, Ziyadesi ile göstereceğinden eminim. Bu konunun bende takipçisi olacağım.
Nihat GÜN -Sayın VURAL, Derneğimizi ziyaretle, Sıkıntılarımızı dinleyerek Bizleri ihya ettiniz Katkılarınıza ve temennilerinize TEMŞAD olarak temsil ettiğimiz, tüm vazife malullerimiz adına teşekkürler ederim.
Tabi ki, bu faaliyetlerimiz yansıra;
Üyelerimizin Eğitim çağındaki çocuklarına da yardım edebilmek, zaman zaman üyelerimizi, düzenleyeceğimiz bir çay, yahut yemekte bir araya getirmek, yine düzenleyeceğimiz gezilerle, yurdumuzun görmeye değer tarihi ve kültürel zenginlikleriyle tanıştırmak gibi sosyal faaliyet heveslerimiz olsa da birkaç küçük etkinlik dışında maddi imkansızlıklar nedeni ile bu güne kadar muvaffak olamadık.
Son olarak; Dernek faaliyetlerimizde bizi yavaşlatan en önemli olumsuz, unsurların başında gelen dernek binamızın kirası, stopaj vergisi, Elektrik, su ,han aidatı, telefon giderleri gibi harcamalarımızla; Türkiye de tek Şehit Aileleri Derneğiyiz. Keşke İlimizde ve tüm yurt da şehit aileleri derneklerine gösterilen ücretsiz yer tahsisi etme hassasiyeti bize de, gösterilmesini diler; şahsınıza, Okurlarınıza ve tüm kamu oyuna saygılar sunarım.