8-29 Haziran 2012 tarihinde Erzurum’da düzenlenen ‘Şiddetin Sosyal Dinamiklerinin Anlaşılması ve Önleyici Stratejilerinin Geliştirilmesi’ konulu Uluslar Arası Sempozyumda 3.Snf.Emn.Md. Öğretim Görevlisi Aydın BERDİRHAN’ın sunulan makale yayınlanmıştır.
EVİÇİ ŞİDDETE VE ISRARLA TAKİBE KARŞI AİLE POLİSLİĞİ MODELİ
Bu makalemizde aile polisliği ile 20.03.2012 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un bir sentezlemesi yapılmaya çalışılacak ve kurulması kaçınılmaz hale gelen aile polisliğine geçiş önerilecektir.
Makalemize aile polisliğiyle ilgili akademik geçmişimden bahsederek başlamak istiyorum.1997 yılında kabul edilen ‘Polis Halkla İlişkilerin Halk Eğitimi Açısından Değerlendirilmesi’1 isimli tezimde ‘Community Policing’ yani halka dönük polislik, günümüz tabiri ile toplum destekli polislik felsefesi kapsamında aile polisliği modelini dile getirmiştim.Komiser idim.Tezim yeni bitmiş doktorayı kazanmıştım.Doktora konum belli idi:SUÇLARLA MÜCADELEDE AİLE POLİSLİĞİ MODELİ.Bu arada konuyla ilgili birçok kaynakta toplamıştım.Ne yazık ki şarka gitmem yüzünden doktorayı tamamlayamadım.
Diğer taraftan,Aile polisliği modeli ile ilgili olarak Hürriyet gazetesinde 06.Kasım.1997 tarihinde Tulühan TEKELİOĞLU isimli gazeteci tezimi ve bu kavramı haber yaptı; ‘Aydın Bedirhan,Türkiye’de aile polisliği modelinin oturtulması için uzun vadeli bir plan yapılması gerektiğini söylüyor. Ona göre polis, öncelikle halkın aile polislerine kolayca ulaşabileceği bir yapılanma içine girmeli. Bu program halka çok iyi anlatılmalı. Aile polisleri kendilerini broşürler aracılığıyla tanıtmalı. Bu polisler bölgede bulunan sivil toplum örgütleriyle işbirliği yaparak suçların önlenmesi için birlikte çalışmalı, beraberce çay günleri, konferans, panel ve halk toplantıları düzenlemeli.’ 2
Bu modeli savunurken sadece suçun önlenmesini düşünmekteydim.Günümüzde toplumda kadınlara karşı işlenen şiddet suçlarının artması ve hatta ölüm boyutuna varması; yapılan bu insan hakları ihlallerine dur demeyi gerektirmiştir.Bu nedenle 4320 sayılı Aileyi Koruma Kanun’unun suçu önlemede yetersiz kalması ve sadece evli olan bayanları korumaya alması, evlilikdışı beraberliklerde,imam nikahlı kadına karşı suçlarda ise Aile Hukukuna göre evlilik yapmamış olmaları nedeniyle kadının korunmasına yönelik Aile Mahkemelerince birbirinden tutarsız kararlar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
Aile kavramını geniş yorumlaması gibi sebepler, Yasama Organı tarafından 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un çıkarılmasına neden olmuştur.
Sözkonusu Kanun kadınların ve ailenin korunmasında ve tedbirlerin uygulamasında kolluğa denetim ve koruma yetkileri vermektedir.
Öte yandan 2006 yılından günümüze Emniyet Genel Müdürlüğümüz,Toplum Destekli Polislik yapılandırması içine girmiş ve büroları kurmuştur.Bu birimlerin kuruluş amacı genel çerçevede toplumun tüm katmaları ile iyi ilişkiler kurarak karşılıklı beklentileri belirlemek ve suçla mücadelede halkın desteğini sağlamaktır.Tabiidir ki bu çalışmalar yapılırken diğer kurumların çalışma alanlarına girilmemelidir.Bunun için kullanılacak nesnel ölçüt şu şekilde sınırlandırılmalıdır: kamusal hizmet eksikliği veya acilen hizmet verilmemesi durumunda, kamu düzeni güvenlik yönünden tehlikeye düşerse, güvenlik tedbirleri alınarak kurumlar göreve davet edilmelidir.Örneğin aydınlatma lambaları patlamış bir sokakta suç işlenme olasılığı artacağı veya suçluların bu tür ortamları sevmeleri sebebiyle belediyelere durum derhal bildirmelidir.Yahut kopmuş elektrik telleri,gaz kaçağı varsa, yollarda kazı yapılırken
*Rüştü Ünsal PMYO 3.Sınıf Emniyet Müdürü Öğretim Görevlisi
1-BEDİRHAN,A,A.Ü.Polis Hakla İlişkilerin Halk Eğitimi Açısından Değerlendirilmesi Tezi 1997,s.42
2-Hürriyet.com.tr arşiv.07.11.1997 tarihli Aile Polisine Ne dersiniz? Haberi Tulühan TEKELİOĞLU
yeterince yol güvenliği alınmamışsa,sokak çocukları, kadına şiddet gibi toplum ve kişi güvenliğini ilgilendiren olumsuzlukların giderilmesi amaçlı kurumlar göreve davet edilebilir
Zaman zaman bu sınırın dışına çıkılarak okuma yazma kampanyaları, üniversiteye hazırlık kursları, sünnet organizasyonu düzenleme, kolluğun güvenlik boyutu olmayan ve diğer kurumların görev alanına giren konulardır.Bu hizmet alanlarına ilgili kurumların haberi olmadan girilmesi ve işbirliği yapılmaması, kurumlar arası gereksiz tatsızlıklara ve o kurumun görev alanına girme olarak algılanacaktır.Ancak bu tip çalışmalara suçla ilgili bilinçlendirme faaliyeti olduğunda dahil olunmalıdır.Suçun kriminolojik araştırması yapıldıktan sonra elde olunacak suçu etkileyen sebepler, iyi analiz olunmalı ve ortaya çıkacak sonuçlar ilgili kurumlara bildirilerek işbirliği yapılmalıdır.Kadına şiddet,aileye şiddette kadının ekonomik özgürlüğü olmaması nedeniyle ezilen kadının sığınma evlerine yerleştirmesi gibi.
Nitekim önceden kadına şiddet ve aileiçi şiddet meselelerine sosyal boyutta eski 4320 Sayılı Kanun tedbirleriyle merhem olmaya çalışan Yasa Koyucu, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu çıkararak adıgeçen kanun kapsamında aşağıda maddelerle açıklayacağımız üzere acil hallerde kolluğa koruyucu ve önleyici tedbir alma yetkisi vermiştir.Bu sebeple sadece polis hukukunu ilgilendiren maddeler alınarak açıklanmaya çalışılacaktır.Öncelikle bu kanunun amacını tahlil ederek konuya girmek yasanın kolluk tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
Yasanın amaç ve kapsamı aşağıdaki gibidir:
Amaç, kapsam ve temel ilkeler
MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
(2) Bu Kanunun uygulanmasında ve gereken hizmetlerin sunulmasında aşağıdaki temel ilkelere uyulur:
a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.
b) Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izlenir.
c) Şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilir.
ç) Bu Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.
Bilindiği gibi kaldırılan 4320 sayılı Aile Koruma Kanun Türk Medeni Kanunu Aile Hukukuna ilişkin aile kavramını ele almakta ve aile hukuku çerçevesinde kararlara imza atarak birçok sorunlara neden olmaktaydı.İmam nikahlı bayanları korumamakta,resmi nikah olmadan evliymiş gibi yaşayan bayanları karşı şiddet önlemede yetersiz kalmaktaydı.Tek taraflı yaşanan ve kadını baskı altına alan durumlara da çözüm üretemiyordu.Basından izlenen pek çok olayda bayanların bu şekilde şiddete maruz kalmaları, Yasa Koyucuyu harekete geçirmiş ve bu kanunu çıkarmıştır.
Meclis ,6284 sayılı kanun tanımlar kısmında ev içi şiddet kavramını kullanmış ve bu kavramda aynı haneyi paylaşmama ve aynı hanede oturan bireylerler arasındaki şiddeti tanımlayarak aile hukuku tanımlamalarının dışına çıkmış,toplumun yaşayış kültürüne uygun bir kanun yapmak suretiyle kadın ve aile içi diğer bireylere uygulanan şiddete uluslararası sözleşmelerden yola çıkarak geniş bir perspektiften bakmıştır.
Tanımlar kısmında geçen ŞİDDET kavramı üzerinde durmak,türlerini bilmek gerekmektedir. Kanuna göre şiddet şu şekilde tanımlanmaktadır: Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır.
O halde kanun şiddeti dörde ayırmıştır.
1-Fizilsel Şiddet:Kişinin sağlığına veya vücut bütünlüğüne karşı işlenen şiddet çeşididir.Genelde kişiye vurma,dövme,bir yere bağlama gibi eylemler
2-Piskolojik şiddet:Fiziksel şiddet ile işlenebilen,kişinin manevi bütünlüğüne,yani omur ve şerefe veya özgürlüklerine karşı işlenebilen siddet türüdür.Hakaret etme,küfür etme,küçümseme,tehdit, kişiyi izleme, çalıştığı yer karşısına geçip oturma,evinin karşısına araçla park edip bekleme gibi.
3-Cinsel Şiddet:Kişinin istemi dışında zorlanarak cinsel özgürlüğüne karşı işlenen şiddettir.Tecavüz edilmesi,fuhuşa zorlanması, evli olmasına rağmen istemi dışında beraber olunması gibi.
4-Ekonomik şiddet:Para ve onun gibi değerli şeylerin kişiler üzerinde o kişiyi kontrol etme,baskılama ve tehdit unsuru olarak kullanılmasıdır.Eşinin veya çocukların ihtiyaçlarını karşılamamak, bayanlarla veya alkol için harcama ,eşin imkanı olması halinde bile para vermemesi,eşin kazandığı paraya el koyma,ailenin geçim kaynağı olan parayı kumara yatırmak gibi.
Örnekleri çeşitlendirecek olursak, aile içinde eşinizin akrabaları ,annesi,babası ve hiçbir sebep yokken arkadaşları ile görüşmesinin engellenmesi, evden dışarı çıkmaması için baskı yapılması,zorla beraber olmak istenmesi,eşe vurulması,hakaret edilmesi yani onur ve şerefini etkileyen her türlü küçük düşürücü hal hareketler ve davranış ve sözler,çalışmayan eşler için temel ihtiyaçlarını karşılamama,eve almama,eşin üstüne kuma getirme,zina,zina olmasa bile sadakatsizlik boyutuna varacak beraberlikler; yani eşinizi bir başkasıyla el ele görmeniz gibi,çocukları ayağından bir yere bağlama veya onları aç susuz bırakma gibi haller şiddet kapsamına girmektedir.
Daha önceden ifade ettiğimiz gibi yeni kanunun getirdiği yenilik, medeni kanun aile hukuku dışındaki birlikteliklerin koruma altına alınması ve kadına yönelik tek taraflı yaşanan duygusal olaylara bağlı ısrarla takip ve rahatsız etme olaylarına da sessiz kalmayıp müdahale etmesidir.Kanunda geçen eviçi şiddet kavramını, kanunun amaç kısmıyla birlikte değerlendirmek konunun daha net algılanmasını sağlayacaktır.
Tanım kısmında Ev içi şiddet: Şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti olarak tanımlanmaktadır.
Kanun Amaç kısmı ise; Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir şeklindedir.
Kanunun iki kısmı birlikte değerlendirildiğinde;Meclis, ev içi şiddet tanımında şiddet uygulanan ile uygulayanın aynı evi paylaşma zorunluluğu olmadığını belirtmiş; diğer bir tabirle medeni kanun aile hukuku aile konutu yerine, bilinçli ev içi şiddet tanımını kullanmış ve aynı haneyi paylaşma zorunluluğu getirilmeyerek hane ve aile mensupları arasındaki şiddet yasa kapsamına almıştır.Bilindiği üzere medeni kanuna göre eşler aile konutunda yaşamak ve bu konutu beraber seçmek zorundadır.Kanunda ayrılık hali gibi durumlar hariç eşler aile konutunda beraber yaşamakla sorumludurlar.İşte bu açıdan medeni kanun kapsamı dışında kalan boşanmış eşler ve imam nikahlı eşler veya evlilik dışı birliktelikteki kadın bu yasa kapsamında korunacaktır.Yine kanunun amacında kullanılan tek taraflı ısrarlı takip kavramı şu anki toplumun kadına bakış açısına göre kadının korunmasını düzenleyen diğer bir başka önemli husustur.Ne zaman toplumsal değerler ve kadının toplumdaki statüsü değişirse o zaman uygulama da değişecektir.Yani ne vakit bir kadın bir erkeği ısrarla takip eder,iş yeri önüne gidip oturur,evi karşısına aracını çekip gece gündüz izlerse o gün erkekte koruma altına alınacaktır.Zira hem özel hayatı hem de seyahat özgürlüğü kısıtlanmış demektir.
Israrlı takibe örnek ise Osmaniye olayıdır.Bir genç, duygusal olarak kendine cevap vermeyen bir genç kızı,babasının birkaç kez savcılık ve kolluğa suç duyurusuna bulunmasına ve koruma istemesine rağmen öldürmüştür.
İşte bu ve bunun gibi olaylar nedeniyle, yukarda belirtilen zararların oluşması beklenmeden kanunun verdiği yetkiye istinaden şiddete maruz kalan veya kalma riski bulunan kişiler koruma altına alınabilecektir.Ancak bunun için mutlaka bir talebin kolluğa yapılması gerekmektedir veya yine kanunda öngörülen ihbar durumunda da kolluk resen işin esasını araştırmaya geçecektir. Kolluk, gerekli tedbirleri aldıktan sonra işin gereğini tetkik edecek,mağdura yapılan hal ve hareketleri ceza kanununa göre de değerlendirecek ve konuyla ilgili ayrıca inceleme başlatacaktır.(Bilindiği gibi aile düzenine karşı işlenen aileye kötü muamele suçu şikayete tabi değildir.)
Yasada geçen kolluk amiri kavramına da açıklık getirmek gerekmektedir.Peki hala KOLLUK AMİRİ kanun dahilinde kimdir?Eğer amiri kolluğun en üstündeki kolluk amiri olarak kabul ederseniz,gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kişilerin zarar görmesine neden olursunuz,İstanbul Emniyet Müdürü 13 milyonluk İstanbul’da bu hususta nasıl karar alacaktır.Kanımca bu amir, kanun dahilinde eğitim almış büro amiri veya şube müdürüdür.Zira karakol amiri ve grup amirleri konunun daha çok adli boyutuyla ilgilenecekler,konusunda uzman aile polisi ise koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmasından sorumlu olacaktır.Ancak kuruluş aşaması bitene ve yönetmelikler çıkana ve eğitimler tamamlanıncaya kadar tüm karakol grup amirleri ve karakol amirleri mağduriyetin oluşmaması için kanunda belirtilen yetkileri kullanmalıdırlar.
Özetle Meclis,aile hukukunda kadına tanımlanan eş anlayışı dışına çıkarak kadın merkezli insan haklarına uygun demokratik ve şiddet olaylarına ivedilikle çözüm getiren bir yasa yapmıştır.
Kanunu daha iyi algılamak için tanımlar üzerinde gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra kolluğa yetki ve görev veren hükümlerin incelenmesine sıra gelmiştir.
6284 sayılı kanuna göre verilecek tedbirlerin, koruyucu ve önleyici tedbirler olarak ikiye ayrıldığı görülmektedir..Bunlara karar verme yetkisi normalde mahkeme ve mülki amire,gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda da kolluğa aittir.
Mülkî amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları
MADDE 3 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:
a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.
ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırksekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Anılan Kanun’un 3. maddesine göre Mülki Amirlere koruyucu tedbir alma yetkisi ,ayrıca kolluk amirine de maddenin 2.fıkrasına göre gecikmesinde sakınca bulunan halde ve kanunda sayılan durumlarda tedbir alma yetkisi verilmiştir.Aynı maddenin 1.fıkrası a ve ç bendleri, kolluğa tedbir alma yetkisi verirken alınan tedbir kararlarını izleyen ilk iş gününde mülki amire onaylatma şartı getirmiştir.Aksi halde kararlar kendiliğinden kalkacaktır.Mülki amir ise sözkonusu tedbirle ile ilgili kararını 48 saat içinde vermek zorundadır.Bu zaman süreleri geçerse kendiliğinden tedbirler ortadan kalkar.
Peki hala kolluk gecikmesinde bulunan hangi hallerde bu yetkisini kullanabilecektir?Kanunun birinci fıkra a ve ç bendleri, kolluk amirine, şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kadınlar,çocuklar,aile bireyleri,tek taraflı ısrarla takip mağduru olanlara ilgili bulunduğu veya başka bir yerde barınma imkanını sağlama,yine hayati tehlikelerinin bulunması durumunda geçici olarak koruma altına alma yetkisi vermiştir. Yani paylaşılan haneye gönderilmesi durumunda hayati tehlikesi oluşacak,dövülecek,hakarete uğrayacak veya küçük düşürülecek ise ve mülki amirden karar alıncaya kadar sayılan kişilik haklarının zedelenme durumu veya tehlikesi var ise bu kişi koruyucu tedbirle koruma altına alınacaktır.Gerekirse geçici yakın koruma dahi verilebilecektir.Ancak geçici koruma verilmesi başka tedbir kararları ile tehlike önlenebilecek ise bu tedbirler uygulanmalıdır.Aksi halde her hayati tehlikem var diyene koruma verilecek olursa buna kolluk sayısı yeterli olmayacağı gibi şu anda tüm polisleri sadece bu işe tahsis etseniz de yine yeterli olmayacaktır.Bu açıdan tedbirlerin uygulanmasının denetimi için özellikle hayati tehlike yaratan kişi mahkeme kararı(madde 12) ile teknik cihazlarla izlenmeli ve tedbire uymayıp şiddet mağduruna yaklaşmaya başladığında kolluk harekete geçerek tehlikeyi önlemelidir.
Tedbirler kapsamında,örneğin bir bayan mesai dışında dayak yüzünden karakolunuza çocuğu ile birlikte gelmiş ve müracaat etmişse, adli işlemler de tamamlanmışsa sabaha kadar karakolda çocuğu ile birlikte tutulmamalı ve istirahatı sağlanmalıdır.Bu amaçla şiddete maruz kalan ve tehlikesi bulunan kişi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kurumların yerleri varsa buralara,olmaması durumunda ertesi gün veya hafta sonu ise ilk mesai günü tedbir kararı onaylanıncaya kadar kamuya ait bir tesiste barındırılmalıdır.Kanun kolluk amirine acil hallerde kamu sosyal tesislerinde geçici barındırma kararı almaya hak tanımıştır.(10/6madde)
Bir başka örnek, kolluk amiri,kız kaçırma olaylarında kızın tarafının namusunu temizleme saikıyla hareket etmesi nedeniyle şiddet mağduru genç kızların bulunduğu yerde barındırılmasının kişi güvenliği açısından özellikle hayati yönden riske düştüğü kanaatine ulaşırsa mağdureyi başka bir yerde geçici barındırma kararı verebilir.Hatta hayati tehlikeyi yakınlarının oluşturma ihtimali varsa resen yakınları ile görüşmeme kararını da alabilir.(5.madde d bendi).Görüldüğü gibi koruyucu ve önleyici tedbirler birbirlerini bütünleyen tedbirlerdir.Tek tek alınabileceği gibi aynı zamanlı da alınabilir.Yeter ki kişi güvenliği sağlansın.
Kolluğun güvenlik uzmanı olduğu dikkate alındığında bu tür tedbirlere karar vermesinde iyi analiz yapması gereği ortaya çıkmaktadır.Aksi halde bir şey olmaz deyipte riziko gerçekleştiğinde idare ve hizmet kusuru olan yöneticiler sorumluluk altına gireceklerdir.Zira Yasa Koyucu tanımlar kısmında şiddet tehlikesi kavramını bilinçli kullanmıştır.Diğer taraftan durumun gerçek olmadığı anlaşılması halinde verilen tedbirlerin değiştirilmesi,kaldırılmasını teklif etme yetkisi kolluğa da tanınmıştır.Bu yüzden testiyi kırmadan tedbir alınmalı,en küçük bir ihtimal varsa dahi kişilik hakları koruma altına vakit geçirilmeksizin alınmalı ve durumun doğru olup olmadığı daha sonra araştırılmalıdır.Örneklerden de anlaşılacağı üzere mesai saati ise önce kişi koruma altına alınıp mülki amirden seri şekilde karar alınacaktır.Korumaya alınanların günlük giderleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca karşılanacaktır.Daha sonra giderler yasa emrine göre şiddet uygulayandan bir ay içinde 6183 sayılı kanun kapsamında tahsil edilecektir.
Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları
MADDE 5 – (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Bahsekonu kanunun 5. maddesi ikinci fıkrası, kolluk amirine hakimin alabildiği bazı tedbir kararlarını, gecikmesinde sakınca bulunması durumunda alma yetkisi vermektedir.Maddede gecikmesinde sakınca bulunan hal kavramı içine hangi hususların girdiği tam ve net olarak sayılmamıştır.Bu sebeple kavramın daha iyi anlaşılabilmesi için ana önleyici tedbir çerçevenin çizilmesinde fayda vardır.Eğer korunacak kişinin veya çocuklarının hayatına,vücut bütünlüğüne,sağlığı,onur ve şerefine karşı oluşabilecek saldırı ihtimali varsa veya zarar görme riski mevcutsa ve hakimden karar alma gerçekleşene kadar yukarda sayılan kişilik hakları zarar görecekse gecikmesinde sakınca bulunan durum var demektir. Örneğin,çocukları,eşi bir odaya kilitleme,eşine karşı hakaretler ve tehditler savuran kişinin bu eylemine devam etmesi,eşin şarhos olarak gelip hem aile içinde aile bireylerini rahatsız etmesi hem de apartman maliklerini nara atarak huzursuz etmesi ve durumun engellenememesi,eşini veya beraber yaşadığı kadını ve çocuklarını geceleyin sokağa atması,sarhoş bir şekilde çocuklarını okula giderek rahatsız etmeyi alışkanlık haline getirmesi,diğer eşin istememesine rağmen zorla beraber olmak istemesi,eşine veya birlikte yaşadığı kişiye zorla fuhuş yaptırma baskısı vb.
Yine ısrarla bir bayanı takip edenin, işyeri önüne gelip oturması veya evinin karşısında beklemesi bayanı ister istemez tedirgin edeceği için şiddete maruz bırakana kolluk amiri 5.madde 1 fıkra b bendi gereği bulunduğu yerden uzaklaştırma tedbiri verebilir ve kolluk amiri işyerine yaklaşmama kararı alabilir.
Örneklere devam edecek olursak, Artvin ilinde görev yaparken pek çok bayan karakolumuza gelerek eşinin üstüne kuma getirdiği ve evden kumanın tahliye edilmesini istemesine rağmen o tarihlerde önleme yönünden bir şey yapamıyorduk.Şimdi bu kanuna göre yapılan eylem bayan karşı bir psikolojik şiddet sayılacağı için hem eşi hem de kuma mahkemeden alınacak önleyici tedbir ile müşterek konuttan tahliye edilebilecek.Hatta gecikmesinde sakınca varsa bu yetkiyi kolluk kullanacaktır.Yine kazandığı tüm parayı kumara veya içkiye yatıran kocalarda sık sık kolluğa şikayet edilir.Bu tür olaylarda da ekonomik şiddet kapsamında olduğu için yine mahkemeden müdahale etmesi talep edilebilir.
Bir diğeri daha yine Artvin’deyken bir bayan kocasının ineklerini satmak istediğini,tek geçim kaynağının bu inekten sağdığı sütün olduğunu,bir kısmını sattığı,bir kısmını da çocuğuna içirdiğini söyleyerek bizden yardım istemişti.O tarihlerde seri tedbirler alınamıyordu.Ancak şimdi bu bir ekonomik şiddet sayılacağı için mahkeme kararı ile bu şiddet önlenebilecektir. Bu eylemler mesai içinde ise ve kişiye yönelik şiddet, kolluğun o anda alabileceği önlemlerle ortadan kaldırılmışsa önleyici tedbir için mahkemeye başvurulmalıdır.Kişiler aile polisliği birimlerine getirildikten sonra seri şekilde adıgeçen makamdan karar alınmalıdır.
Yani gecikmesinde sakınca bulunan halde gerek koruyucu gerek önleyici tedbirleri almak için, öncelikle kişinin güvenliği sağlanacak ve mümkünse şiddet sona erdirilecektir.Önleyici yönde tüm deliller seri şekilde toplanacak ve dosya mahkemeye gecikmeksizin sunulacaktır.Ancak koruyucu tedbir alınacaksa, söz konusu önlemlerin alınması için herhangi bir delil ve belgeye ihtiyaç duyulmaksızın tedbir mülki amirden tedbir talep edilecektir,gecikmesinde sakınca varsa kolluk amiri bizzat yetki kullanacaktır.Zira aynı kanunun sekizinci maddesinin üçüncü fıkrası, önleyici tedbir almak için delil ve belge gerekmediğine işaret etmektedir.Öte yandan yetkili makamlar, tedbir alındıktan sonra uzatılması, değiştirilmesi veya kaldırılması amacıyla kolluğa delil toplatılabilir veya daha önce bahsettiğimiz gibi bu haksız fiiller ceza yasasına göre de suç oluşturacağı için adli mahkemeden çıkacak kararlar yakından izlenerek tedbir kararları tekrar gözden geçirilebilir.
Beşinci Maddenin 1 fıkrası d bendini değerlendirecek olursak; d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması kararını acil hallerde poliste alabilmektedir.Bu maddeye canlı örnek evden kaçan bir kızın eşyalarını almak için polis nezaretinde evine gidildiğinde kardeşleri,akrabaları ve anne,bası tarafından saldırılarak öldürülmesidir.Böyle bir durumda olay yatışıncaya ve aile tarafından durumun nasıl algılandığı tespit edilinceye kadar mağdurun onlarla görüşmesi engellenebilir.Burada korunan kişinin yaşama hakkı bahis konusudur.Yakınları tarafından şiddet görme ihtimali olan bu tür kişiler mutlaka çevrelerinden durumun vahameti anlaşılıncaya kadar uzaklaştırılmalıdır.
Beşinci maddede kolluğa yetki vermeyen bazı maddeler de şiddeti önleme bakımından kolluk tarafından yazılı taleple mahkemeden istenebilecektir.Şayet şiddet uygulayanın ruhsatlı silahı varsa Kolluk, bu durumu derhal mahkemeye bildirilmeli,eğer şiddet uygulayan silahlı görev yapan personel ise polis gibi bunların da silahlarını idareye teslim etmesini sağlayacak tedbirin alınması için hakime yazıyla başvurmalıdır.
Aile Mahkemesi, kolluk olan polis hakkında silahını idareye 6 ay veya daha az süreyle teslim kararı alırsa, silahlı kamu görevlisi olan polisin nasıl görev yapacağı tartışmalı hale gelecektir..Zira 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu polisi silahlı inzibat gücü olarak tanımlamakta,silahı alınınca bu görevlinin nasıl çalışacağına dair bir düzenleme mevcut değildir.Bu karar bir açığa alma işlemi değildir.O halde önce bu hususta bir düzenleme yapılmalı veya düzenleme varsa bir genelge çıkarılmalıdır.Diğer taraftan, bu durum tüm personele duyurulmalıdır.
6284 Sayılı Yasa’da kolluğa tanınan koruyucu ve önleyici tedbir alma durumları üzerinde durduktan sonra şu noktayı da belirtmekte yarar vardır: kolluk, bu kanun çerçevesinde gecikmesinde sakınca var ise hem koruyucu hem de önleyici kararı birlikte alabilir.Örneğin eşini döven, tehdit,hakaret eden şiddet uygulayan hakkında önleyici redbir yönünde 5.maddenin birinci fıkrası a bendi ) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması,hükmüne dayanılarak bu eylemde bulunmama önleyici tedbirinin yanı sıra şiddete uğrayanın bulunduğunuz yerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlık kuruluşu yok ise geçici bir kamu sosyal tesissinden yaralandırılmasına 3.madde birinci fıkra a bendi Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması, hükmü uyarınca karar verebilir.
Aşağıda ilgili maddede açıklanacak lakin burada işaret edilmesinde fayda umulan bir konuda önleyici tedbir alındığında, kararın içinde 8.madde/5. Fıkrası gereği 13. Maddeye göre şiddet uygulayanın karara uymaması durumunda zorlama hapis ile cezalandırılacağı tefhim edilerek tebliğ edilmeli ki uyulmaması durumunda zorlama hapsi ile cezalandırabilsin.
Yine kanun içinde bulunmamasına rağmen Anayasa 40./2 Madde devlet işlemlerinde,ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır, hükmü gereğince bu tedbir kararının içinde itirazın hangi mahkemeye yapılacağı açık şekilde yazılmalıdır.Aile mahkemesi aldığınız bu kararı onaylamazsa,karar kendiliğinden hükümsüz kalacağından şiddet uygulayana bu durum karar içinde belirtilmeli ve bu şarta bağlı itiraz makamı bildirilmelidir.
Yapılacak itiraz süresi tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren iki hafta olarak öngörülmüştür.Yalnız her nekadar kollukta gecikmesinde sakınca bulunan halde tedbir alsa da 24 saat içinde mahkemenin onayına sunulacağı için alınan tedbir kararı mahkemenin onayına bağlıdır.Bu sebeple mahkemenin bu kararı beklenmeli ona itiraz olunmalıdır;aksi halde mahkeme kararı 24 saat içinde onaylamazsa kendiliğinden kalkacağı için itiraz edilecek bir kararda bulunmayacaktır.İlgili tarafa mahkemece veya kollukça kararın onandığı da kanımca ayrıca bildirilmelidir.
İhbar
MADDE 7 – (1) Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. İhbarı alan kamu görevlileri bu Kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmek ve uygulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar etmekle yükümlüdür.
Yasanın yedinci maddesi ihbar konusunu düzenlemektedir.Herkes, şiddet veya siddet uygulanma tehlikesi varlığı halinde kolluğa,savcılığa,mülki amirliğe ihbarda bulunabilir. Tüm kamu görevlilerine de ihbar yapılabilmesi düzenlenmiştir.Belediye,sağlık personeli,zabıta gibi.Kamu görevlileri bu durumu gecikmeksizin karar almaya yetkili yerlere bildirmekle görevlilerdir.Vatandaş açısından ihbar zorunlu değildir.Lakin kamu görevlisinin ihbarı bildirmemesi TCK 279 uyarınca suçtur.
Tedbir kararının verilmesi, tebliği ve gizlilik
MADDE 8 – (1) Tedbir kararı, ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.
(2) Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
(3) Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.
(4) Tedbir kararı, korunan kişiye ve şiddet uygulayana tefhim veya tebliğ edilir. Tedbir talebinin reddine ilişkin karar ise sadece korunan kişiye tebliğ edilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde ilgili kolluk birimi tarafından verilen tedbir kararı şiddet uygulayana bir tutanakla derhâl tebliğ edilir.
(5) Tedbir kararının tefhim ve tebliğ işlemlerinde, tedbir kararına aykırılık hâlinde şiddet uygulayan hakkında zorlama hapsinin uygulanacağı ihtarı yapılır.
(6) Gerekli bulunması hâlinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgileri ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgileri, tüm resmi kayıtlarda gizli tutulur. Yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilir. Bu bilgileri hukuka aykırı olarak başkasına veren, ifşa eden veya açıklayan kişi hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
(7) Talep hâlinde ilgililere kişisel eşya ve belgelerinin kolluk marifetiyle teslimi sağlanır.
Kanunun sekizinci maddesi kanun dahilinde alınan tedbirlerin alınış tarzını,gerekli bulunması durumunda tedbir kararı ile veya resen korunan kişinin kimlik bilgileri,adresi ve tüm resmi bilgileri gizli tutulma durumlarını içermektedir.Bunu ifşa eden ve açıklayan ceza kanunu hükmüne istinaden cezalandırılabilecektir.
Aynı zamanda tedbirlerin en fazla altı aya kadar verilebileceği,uzatılmasının sözkonusu olduğu,kolluk görevlilerinin talebi üzerine bu tedbirlerin kaldırılabileceği veya değiştirilebileceği düzenlenmiştir.Lakin neden kaldırılacağı çok iyi şekilde gerekçelendirilmelidir.Bunun için şiddet tehditi ortadan tamamen kalkmalıdır.
Koruyucu tedbir için delil veya belgeye gerek olmadığını daha önce belirtmiştik. Önleyici tedbir alma da geciktirilemez.Alınan tedbir kararı taraflara tebliğ olur;ancak şiddet uygulayana karar okunmak(tefhim) suretiyle tebliğ olunur.Acil hallerde bu işlemi kolluk yapabilir.Bu tefhim ve tebliğde tedbir kararına uymaması durumunda disiplin hapsiyle cezalandırılacağı da tebliğ olunur.Yine şiddete uğrayana ait eşyalar,belgeler ilgilinin talebi üzerine kolluk marifetiyle(eliyle) teslim olunur.Yani kolluk alıp teslim eder.Tedbir kararının kolluk tarafından uygulanacağı hükümleri de bu madde yer almaktadır.
Üzerinde durulması gereken bir hususta tedbir kararlarının kaldırılmasıdır.Bu şiddete maruz kalanın isteği, şiddetin son bulduğu tespiti, kolluğun talebi ve kendiliğinden sürenin bitmesi,itiraz üzerine mahkemenin kaldırması gibi, Normalde tedbiri koyan makamlarda kaldırma veya değiştirme kararı alabilirler.Lakin hangi makam tedbiri almışsa o makam kaldıracaktır,kolluk bu yetkiyi kullanamaz.Kanuna göre aile mahkemesinin kararına yine aile/asliye hukuk mahkemesine itiraz edilmektedir.
Şiddet Mağduru, her zaman tedbirin kaldırılmasını talep edebilir,bu korunan kişinin en doğal hakkı ve özgürlüğüdür.Ancak bu kişi sağlıklı karar verebilecek durum ve psikolojide değil ise alınacak psikiyatri raporuyla da durumun anlaşılması halinde resen tedbirin alınmasına veya devamına karar verilebilir.Zira geçici istinat kabiliyetinin yitirilmesi sözkonusudur.Aynı durum küçükler ve akıl hastaları içinde geçerlidir.Bunlarla ilgili resen karar alınabilir.Mesela anne ve babanın dövdüğü çocuk veya akıl hastası, 21 yaşın altındaki sağır-dilsiz gibi
Tedbir kararlarının bildirimi ve uygulanması
MADDE 10 –
(4) Tedbir kararının, kolluk amirince verilip uygulandığı veya korunan kişinin kollukta bulunduğu hâllerde, kolluk birimleri tarafından kişi, Bakanlığın ilgili il veya ilçe müdürlüklerine ivedilikle ulaştırılır; bunun mümkün olmaması hâlinde giderleri Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak üzere kendisine ve beraberindekilere geçici olarak barınma imkânı sağlanır.
(6) Hakkında barınma yeri sağlanmasına karar verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın gözetim ve denetimi altında bulunan yerlere yerleştirilir. Barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hâllerde korunan kişiler; mülkî amirin, acele hâllerde kolluğun veya Bakanlığın talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde geçici olarak barındırılabilir.
Kanun 10.maddeye göre kolluğun tedbir aldığı durumlarda,şiddet gören ivedilikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kuruluşlara ulaştırılır.Bunun mümkün olması durumunda mağdura geçici barınma sağlanıp bakanlık bütçesinden masraf karşılanır.Eğer barınma yerleri yetersiz kalırsa, kolluk amirinin talebi üzerine kamuya ait sosyal tesislerde geçici barındırılır.
Kolluk görevleri
MADDE 11 – (1) Kolluk görevleri, kolluğun merkez ve taşra teşkilâtında bu Kanunda belirtilen hizmetlerle ilgili olarak, çocuk ve kadının insan hakları ile kadın erkek eşitliği konusunda eğitim almış ve ilgili kolluk birimlerince belirlenmiş olan yeteri kadar personel tarafından yerine getirilir
Yasanın 11. maddesiyle, çocuk ve kadın insan hakları,kadın erkek eşitliği konusunda eğitim almış kolluk personelince kanunun öngürdüğü hizmetlerin verilmesi düzenlenmiştir. Yani kolluk aile polisi veya başka bir isim altında uzmanlaşmak zorundadır.
Tedbir kararlarına aykırılık
MADDE 13- (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur.
(2) Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
(3) Zorlama hapsine ilişkin kararlar, Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir. Bu kararlar Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine bildirilir
Kanunda alınan tedbirlere uyulmaması durumunda mahkemece, şiddet uygulayana 3 günden başlayıp 6 aya kadar varan zorlama hapsi verilebilmektedir.Ancak süre 6 aydan fazla olamaz.Yani KOLLUK AMİRİNİN ALDIĞI ÖNLEYİCİ TEDBİRLERE UYMAYANLAR, MAHKEMECE ZORLAMA HAPSİNE MARUZ KALABİLECEKLER.
Kanunun düzenlediği diğer hususlardan biri de mahkemece teknik takip kararı verilebilmesidir.Ancak bu aletle takipte ses,görüntü alınması mümkün değildir.Sadece bulunduğu yerden sinyal gönderecektir.Şiddeti önleme ve gizleme merkezi kurulması yasanın başkaca bir düzenlemesidir.Bu merkezde kolluğun olup olmayacağı belli değildir.Çıkarılacak yönetmeliğin kolluğa bu merkezde görev verip vermeyeceğini ileriki günlerde göreceğiz.BU KANUN KAPSAMINDA HAZIRLAMIŞ OLDUĞUM ÖRNEK TEDBİR KARARLARI EKTE AYRICA KOLAYLIK OLMASI BAKIMINDAN MAKALE EKİNDE SUNULMUŞTUR.
Diğer altı çizilmesi gerekli konuda şudur; 6284 sayılı kanun şiddet mağdurunu şiddet öncesi ve sonrası koruyan bir kanundur.Dolayısıyla adli yargılama dışı yürür.Bu nedenle özellikle Aile Mahkemeleri için hazırlanan delil dosyasına adli hazırlık soruşturmasında toplanan raporlar, ifadeler ve diğer deliller konacağından ve soruşturmanın gizli olması sebebiyle mutlaka ilgili soruşturma savcısının izni alınmalıdır.Bazı hallerde soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı alınabilmektedir.Bilindiği üzere hazırlık soruşturması da gizlidir.
Sonuçta 1997 yıllarında gündeme taşıdığım aile polisliği,toplum destekli polislik bünyesinde tam anlamıyla uygulanamadı ise de günümüzde 6284 sayılı bu yasa ile ister istemez uygulanacak ve kollukta bu birimler kurularak uzmanlaşacaktır. Aile polisliliği modeliyle aileye ve kadına karşı suç önlemede kadınların çok iyi şekilde gerek yüz yüze gerek kitle iletişim araçlarıyla eğitilmesidir.Bu da Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında sıkı ilişkiler kurmaktan geçmektedir.Anılan kapsamda, özellikle bayan polislerimiz eğitilmeli ve kadına karşı şiddetle mücadelede hem cinslerini en iyi anlayanlar olarak, onların yanlarında olmalı ve aile polisliği bürolarında çalışmalıdırlar.Aile polisliği modeliyle ailelerle iyi iletişim kurmaya en uygun vasıta 6284 sayılı yasa olup bu çerçevede aile polisleri kanunun tanıtımı ve kadın hakları konusunda aktif rol almalı ki aile ile polis arasında yakınlaşma ve güven ortamı sağlansın, oluşacak güvene dayalı ortamda ise beraberinde suçu önlemede büyük bir halk desteğini getirecektir.Bu sebeple aile polislerimize çok büyük bir görev düşmektedir.Kanımca halkla bütünleşmek için tarihi bir fırsat olan bu kanun Tüm Milletimize hayırlı olsun. ‘HAYDİ AİLE POLİSLİĞİ İLE ŞİDDETE DUR DİYELİM’
KAYNAKÇA
1-BEDİRHAN A.,1997, Polis Halkla İlişkilerin Halk Eğitimi Açısından Değerlendirilmesi ,Y.L.Tezi,Ankara Ün.Sos.Bl.Ens.
2- Hürriyet.com.tr arşiv.07.11.1997 tarihli Aile Polisine Ne dersiniz? Haberi Tulühan TEKELİOĞLU
6284 S.K . 3.MADDE KORUYUCU KOLLUK TEDBİR KARARI
KORUYUCU TEDBİR ALTINA ALINAN
ADI-SOYADI:
T.C KİMLİK NO:
ANNE-BABA İSMİ:
DOĞUM YERİ:
DOĞUM TARİHİ:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER:
ÇOCUĞU
ADI SOYADI:
T.C.KİMLİK NO:
D:YERi:
D.TARİHİ:
ANNE BABA ADI;
N.KAYTLI YER:
ŞİDDET UYGULAYAN
ADI-SOYADI:
T.C KİMLİK NO:
ANNE-BABA İSMİ:
DOĞUM YERİ:
DOĞUM TARİHİ:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER:
Adli İşlem Yapılmışsa Suç Numarası:
Suçun Nevi :
OLAY
Yukarıda açık kimlik bilgileri yer alan şiddete maruz kalan/Şiddete Maruz kalma tehlikesi olan Amirliğimize müracaatla; Şirinyer mahallesi gürbüz sokak Martı apartmanı NO:23-1 adresinde Eşi(İmam nikahlı eşi veya beraber yaşadığı ) Hamdi ÇOLAK ile aynı evi paylaştıkları aile dışı bir adet çocuklarının olduğunu,ancak birkaç aydır eve alkollü vaziyette gelerek hen oğluna hemde kendine hakaret ettiğni,dövdüğünü;ancak kendilerinin gidecekleri yer olmadığından bugüne kadar katlandıklarını;lakin bugün tekrar gelerek kendisini dövmesi üzerine çocuğuyla beraber amirliğimize gelerek sığınmıştır.
Bu anlatıkları çerçevesinde gerek adli işlemler başlatılmış;bunun yanı sıra mağdurenin aynı hanede kalması durumunda tekrar şiddete maruz kalma tehlikesi bulunduğundan öncelikle kendilerinin amirliğimizce güvenlikleri sağlandıktan sonra,tüm diğer adli işlemlerde bitirilmiştir.Yarın mesai saatine kadar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kadın sığınma evinin olmaması sebebiyle ilçede bulunan öğretmen evi ile görüşülerek boş odaların bulunması karşısında Mülki amirin onayına kadar bu haliyle şahısların tekrar şiddete maruz kalma tehlikesi bulunması ve mesainin bitmesi nedeniyle yasada öngörülen gecikmesinde sakınca bulunan hal oluşmuştur.Bu kapsamda 6284 sayılı Kanunun 3. Maddesinin a bendinin Kolluk Amirine tanıdığı yetki gereğince yukarda adı geçen ile çocuğu …… Mülki Amirden Onay çıkıncaya kadar geçici olarak ilçemiz öğretmen evinde barınmasına ve bu kararın bir örneğinin elden yetkiliye imza karşılığı bildirilmesine karar verilmiştir.
Aydın BEDİRHAN
Emniyet Amiri
M.Karakol Amiri
BEYPAZARI KAYMAKMLIĞI
BEYPAZARI EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı:B.01.EGM……. …/……/…
KONU:Onay
KAYMAKAMLIK MAKAMINA
19.10.2012 tarihinde Amirliğimize müracaat ederek; Şirinyer mahallesi gürbüz sokak Martı apartmanı NO:23-1 adresinde Eşi(İmam nikahlı eşi veya beraber yaşadığı ) Hamdi ÇOLAK ile aynı evi paylaştıkları aile dışı bir adet çocuklarının olduğunu,ancak birkaç aydır eve alkollü vaziyette gelerek hen oğluna hemde kendine hakaret ettiğni,dövdüğünü;ancak kendilerinin gidecekleri yer olmadığından duruma katlandıklarını;lakin bugün tekrar gelerek kendisini dövmesi üzerine çocuğuyla beraber amirliğimize gelerek sığınmıştır.
Bu anlatıkları çerçevesinde gerek adli işlemler başlatılmış;bunun yanı sıra şiddete maruz kalanın kalacak yerinin bulunmaması anlaşılması karşısında öncelikle kendileri amirliğimizde güvenlikleri sağlandıktan sonra,tüm diğer adli işlemlerde bitirilmiştir.Yarın mesai saatine kadar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kadın sığınma evinin olmaması sebebiyle ilçede bulunan öğretmen evi ile görüşülerek boş odaların bulunması karşısında Mülki amirin onayına kadar bu haliyle şahısların gidecek yerlerininin bulunması ve mesainin bitmesi nedeniyle gecikmesinde sakınca bulunan hal oluşmuştur
Yukardaki olay kapsamında 6284 sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince şiddete maruz kalma tehlikesinin bulunması ve adli soruşturma kapsamındaki adli tıp rapaorları ve anılan kanunun 8. maddsindeki tedbir almak için hiçbir belge ve delil gerekmemesi karşısında adıgeçenin onay aşamasına kadar geçici ….öğretmen evine yerleştirilmesine Aile Polisi Amiri tarafından karar verilmişse de tedbir kararını;
Olurlarına arz ederim.
Aydın BEDİRHAN
3.Sınıf Emniyet Müdürü
İlçe Müdürü
UYGUN/UYGUN DEĞİL
Hüsamettin KAPLAN
Kaymakam
6284 S.K . 5.MADDE ÖNLEYİCİ KOLLUK TEDBİR KARARI
ÖNLEYİCİ TEDBİR ALTINA ALINAN
ADI-SOYADI:
T.C KİMLİK NO:
ANNE-BABA İSMİ:
DOĞUM YERİ:
DOĞUM TARİHİ:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER:
YAKINLIĞI :
İKAMET ADRESİ:
TELEFON EV ve CEP:
ULAŞILABİLECEK YAKINI TEL:
E-POSTA ADRESİ:
ŞİDDET UYGULAYAN
ADI-SOYADI:
T.C KİMLİK NO:
ANNE-BABA İSMİ:
DOĞUM YERİ:
DOĞUM TARİHİ:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER:
İKAMET ADRESİ:
TELEFON EV ve CEP:
ULAŞILABİLECEK YAKINI TEL:
E-POSTA ADRESİ:
DELİLLER:Adli Dosya delilleri,
TEDBİR TARİHİ ve NUMARASI:
TEDBİR SÜRESİ:
ADLİ İŞLEM SUÇ NUMARASI:
SUÇUN NEVİ :
OLAY
19.03.2011 tarihinde saat 21.00 sularında Polis Merkezimize yukarda hakkında önleyici tedbir kararı alınan………….isimli bayan,yine yukarda açık kimliği yazılı şiddet uygulayan …….şahısla beş senedir beraber olduğunu, resmi olarak evli olmadıklarını;ancak kendisinden 2 yaşında bir erkek çocuğu sahibi olduğunu, son dört aydır nedenini bilmediği sebepten dolayı kendisine hakaretler ettiğini,evden kovduğunu,çocuğuyla bir keresinde kapı dışına atıldıklarını, bugün ise tekrar eve gelerek yemeği beğenmediğinden bahisle üzerine atıp,küfürler yağdırdığını ve 2 yaşındaki çocuğunu alarak kapı dışına attığını beyan etmiştir.Polis Merkezimiz tarafından konunun adli olarak soruşturulduğu tespitle,hazırlık soruşturmasının gizliliği ilkesi gereği C.Savcısı ile görüşülüp durum aktarıldıktan sonra sadece önleyici tedbir almak amaçlı ve soruşturmanın gizliliğine sadık kalınmak şartıyla bilgi belgeler incelendikten sonra şiddet uygulayanın,uygulanın ifadelerini doğruladığı anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda çocuğun henüz iki yaşında olması, şiddete uğrayanın barınacak yerinin bulunmaması ve evinde kalmak istemesi sebebiyle,6284 sayılı Kanunun 5.madde 1. Fıkra a,b, c bendleri uyarınca …… şiddet gören ile uygulayanın yukarda belirtikleri ikamet adreslerindeki müşterek konuttan öncelikle şiddet uygulayanın tahliye edilerek konutun şiddet gören ve çocuğuna bir ay tahsisine,tahsis sırasında polis nezaretinde kişisel eşyalarının(giyecek,kitap gibi hanenin ortak kullandığı eşyalar hariç)alması için 15 dakika verilmesine, yine şiddet uygulayanın bu konuta tahsis süresi kadar 300 metreden fazla yaklaşmamasına,herhangi bir şekilde şiddet uygulayana hakaret,tehdit,küçük düşürücü hal ve hareketlerde bulunmamasına,
Ayrıca Anılan Kanunun 8. Maddesine göre kararın yüzüne karşı okunmakla tefhimine ve bir suretinin imza karşılığı verilmesi suretiyle tebliğine,
Yine aynı Kanunun 8.maddesi uyarınca alınan önleyici tedbirlere şiddet uygulayanın uyması sebebiyle yasanın 13. Maddesine göre ilk defasında 3-günden AZ 15 günden fazla olmamak şartıyla ZORLAMA HAPSİYLE CEZALANDIRILACAĞININ ihtarına,
Bu kararın aile mahkemesince onaylanmasından sonra, diğer aile mahkemesine/Asliye Hukuk Mahkemesine Kanunun 9. Maddesine göre iki hafta içinde itirazda bulunabileceğine;
6284 Sayılı Kanun 5. Maddesinin Kolluk Amirine tanımış olduğu yetkiye istinaden 19-03-2012 tarihinde karar verilmiştir.
Aydın BEDİRHAN
Emniyet Amiri
Polis Merkezi Amiri
BEYPAZARI KAYMAKMLIĞI
BEYPAZARI EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı:B.01.EGM……. …/……/…
KONU:Onay
BEYPAZARI AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
19.03.2012 tarih gece 21.00 sularında Polis Merkez Amirliğine gelen şiddet gören ……. ile ilgili adli tahkikat dosyası üzerinden yapılan inceleme neticesi,şiddete uğrayanın beyanlarının dosya kapsamındaki delil ve şiddet uygulayan………….ca doğrulanması neticesi müşterek yaşadıkları konuttan, şiddet göreninde kalmak istemesi sebebiyle,evlilikdışı çocuklarıyla birlikte bu konutu şiddet gören ve çocuğuna 1 ay tahsisine, yine şiddet uygulayanın bu konuta tedbir süresince 300 metreden az yaklaşmamasına ve şiddet görene tehdit,hakaret ve küçük düşürücü davranışlarda şiddet uygulayanın bulunmamasına, Olayın gece olması ve şiddet gören ve çocuğunun koruma altına alınarak daha fazla mağdur olmalarının sağlanması amacıyla 6284 sayılı kanun 5.maddesine göre kolluk Amiri Aydın BEDİRHAN tarafından karar verilmiş ise de;
Sözkonusu yasanın 5.maddesine göre alınan önleyici karar ve bu karara dayanak teşkil eden delil dosyası onay işlemleri için ekte gönderilmiştir.
Arz ederim.
Ali VELİ
3.Sınıf Emniyet Müdürü
İlçe Emniyet Müdürü
EK: Delil Dosyası